Evlenmek Farz mıdır?
Evleneceklerin durumlarına göreevlenmenin hükmü farz, vacip, sünnet, haram ve mekruh olmak üzere beş kısmaayrılır:
1) Farz: Evlenmediğitakdirde zina suçu işleyeceğine kesin kanaat getiren ve mali durumu yeterliolan kimsenin evlenmesi farzdır.
2) Vacip: Evlenmediğitakdirde zinaya düşüp düşmeyeceği kesin olmayan kimsenin evlenmesi vaciptir.[1]
3) Sünnet: Evlenmediğitakdirde zinaya düşmek korkusu bulunmayan normal insanın evlenmesi müekkedsünnettir.[2]
4) Haram: Evlendiğitakdirde karısına kötülük edeceğini, ona karşı kocalık görevini yapamayacağınıkesin bilen kimsenin evlenmesi haramdır.
5) Mekruh: Evlendiğitakdirde karsına zulüm yapma ihtimali bulanan kimsenin evlenmesi harama yakınmekruhtur.[3]
Eş Seçilirken Dikkat Edilecek Hususlar
Eş, kendisiyle tamamlanacağımızparçamız demektir. Kadın erkek için hayat arkadaşıdır. Bu arkadaşlık yan yanaolmak değil, iç içe bulunmaktır. Eğer bu beraberliğin tatlı, kalıcı ve faydalıolması isteniyorsa, bunun için en önce fıtratların birbirine uyumuna dikkatedilmelidir.
Fıtratları ayrı, fikirleri farklı,zevkleri birbirine aykırı iki insanın kaynaşması ve dost olması düşünülemez.Onlar bir sebeple bedenleriyle zoraki beraber olsalar da kalpleriyle aynısevgide, çizgide, zevkte ve hedefte buluşamazlar. Böyle bir yuva ancak idare vesabır maharetiyle ayakta durabilir. Bu huzur değil, hazır bir azaptır. Bununiçin baştan dikkat edilmelidir.
[1] Şafiîlere görefarz ile vacip arasında aynıdır.
[2] Şafiîlere görebu durumda evlenmek müstehaptır.
[3] İbnu Arabi,Ahkamu’l-Kur’an, 3/391; İbnu Abidin, Reddu’l-Muhtar, 3/6; Zuhaylî,el-Fıkhu’l-İslâmî, 7/31.
İnsanın fıtratını ahlakı ortayakoyar. Ahlakı güzel olanın insanlık cevheri temiz ve güzeldir. Ahlak güzelliğide din ile ölçülür. Din, yüce Allah'ın terbiyesidir. Yaratandan daha güzelterbiyeyi kim verebilir.
Dini tanımayan ve ciddiye almayanerkek veya kadın manen hastadır. İlahi terbiyeyi bırakıp nefsinin keyfincegiden, farklı fikir ve felsefelerden medet bekleyen kimse gerçek manada akıllıdeğildir. Böyle bir kimsenin zengin ve güzel olması, halk içinde itibarlı biraileden gelmesi bizi aldatmamalıdır. Peygamber Efendimiz (s.a.v) bu konudaşöyle buyurmuştur:
“Kadınla şu dört şey için evlenilir: Malı, soyu, güzelliği ve dini. Sen,dindar olanı seç ki hayır bulasın.” [1]
Bir kadınhem terbiyeli, hem güzel, hem soylu hem de zengin olursa bu çok güzeldir. Ancakhepsini bir arada bulmak zordur. Bu sıfatlar arasından bir tercih yapmakgerekirse, edepli kadını tercih etmelidir. Edebi olmayan kadının güzelliği,soyu ve zenginliği mutluluk değil, sıkıntı sebebidir. Tarih ve tecrübeler bunaşahittir.
Hadis aynı şekilde kadına daseçeceği kocada edep ve insanlık araması gerektiğini bildirmektedir.
Dindarlık, sadece ibadetle oluşmaz.Dindar kimsenin imanı ve ibadetleri gibi insanlarla geçimi ve iş ahlakı dagüzel olmalıdır.
Din edepten ibarettir. Her ibadetin,işin ve makamın kendisine has bir edebi vardır. İnsan bu edepleri koruduğuölçüde akıllıdır. Edebe uymayan kimse dengeyi koruyamaz. Dengesiz kimse gerçekbir dostluk yapamaz. Temiz aşk samimiyet ister. Kısaca Mevla'yı seven deLeyla'yı seven de sevgisinde samimi ve sadık olmalıdır.
Evlat Yetiştirmenin Faydası
Evlenmenintemel hedeflerinden birisi çocuk yetiştirmektir. Aslında evlilik bu sebepleemredilmiştir. [1] Buharî, nikâh,15; Müslim, Reda, 53; Ebu Davud, Nikah, 2; İbnu Mace, nr. 1858; İbnu Hıbban,Sahih, nr. 4036.
Çünkü amaç;neslin devamını sağlayarak âlemde insan neslinin tükenmesine engel olmaktır.Şehvet ise insana bu amaca ulaşmaya vasıta olması için verilmiştir
Çocuk,anne-babanın meyvesidir. İnsan öldükten sonra manen çocukları ile yaşamayadevam eder. Peşinden kendisine hayır dua edecek bir evlat bırakmak anne-babaiçin en büyük servettir. Onlar sayesinde anne-babanın hayır haneleri açıkkalır, kendilerine sevap yazılmaya devam eder. Bu durum bir hadiste şöyle haberverilmiştir:
“Âdemoğlu öldüğü zaman amel defteri kapatılır;ancak şu üç yoldan kendisine sevap gelmeye devam eder:
1-Faydası devam eden sadaka.
2-İnsanların istifade ettiği ilim.
3-Kendisine hayır dua eden salih evlat.”[1]
Çocukların bir diğer faydası ahirettedir.Küçük yaşta ölen çocuklar anne ve babalarına şefaatçi olacaktır. Bu konudaResûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur:
“Küçük yaşta ölen çocuğa, “Cennete gir!” denilir. Fakat ocennetin kapısında durur, kızgın ve öfkeli bir şekilde beklemeye başlar, ‘Annemile babam yanımda olmadıkça girmem!’ der. O zaman Meleklere, “Onun ana-babasınıda onunla birlikte cennete koyun!” denilir.”[2]
Diğer bir hadis-i şerifte şöylebuyrulmuştur:
Yine Resûlullah (s.a.v) şöylebuyurmuştur:
“Kimin üç çocuğu günah işleme çağına erişmeden vefat ederse, yüce Allahonlara olan lütfü ve rahmetiyle ana babasını cennete koyar!”.Sahabe-i kiram:
[1] Müslim,Vasiyyet, 14; Ebu Davud, Vesâyâ, 14; Nesâî, Vesâyâ, 8.
[2] Aynı konuda bk.Müslim, Birr, 154; İbnu Mace, Cenaiz, 58.
[3] Buhari, Cenaiz6, Müslim, Birr 151.
“Ey Allah’ın Resûlü iki çocuğu ölende böyle midir?”diye sorduklarında, Resûlullah (s.a.v),
Evliliğin Kalp Hayatına Faydası
Ahiret yolunun yolcusu olan mümininen mühim işi kalbidir. Kalbi meşgul eden aşırı şehvetin dindirilmesi ve kalbinrahatlığı için en güzel yol evliliktir. Şehvetin kırılması için oruç tavsiyeedilmiştir fakat oruç çoklarının kalbinden kötü düşünceleri atmaya yetmez. Açkalmak herkese fayda vermez. Hatta bazı insanların şehveti açlıkla daha daşiddetlenir. Açlık bazı insanların mizacını bozar ve adam doğru dürüst biribadet yapamaz olur.
Bu yüzden Abdullah bin Abbas (r.a),“Abidin ibadeti ancak evlenmekle tamamlanır” demiştir.
Şehvet şeytanın insanlar üzerindekien kuvvetli silahlarından birisidir. Resul-i Ekrem (s.a.v), kadınlara yaptığıbir konuşmasında bu konuya şöyle işaret buyurmuştur:
“Akıl ve dinde noksan olduğunuz halde akıllı bir erkeğisizin gibi mağlup eden hiç kimse görmedim.”[2]
Erkekteki şehveti harekete geçirenkadındır. Bu şehveti teskin eden de kadındır. Bunun tek yolu nikâhtır. Kadın içinde nefsinin tamin ve teskin olması için en hayırlı yol evliliktir.
Haram yolla şehvet hastalığı tedaviedilmez. Haramlar tuzlu su içmeye benzer. Tuzlu su insanın susuzluğunudindirmez, tam aksine içtikçe ciğeri yakar, susuzluk daha fazla artar.
Resul-i Ekrem'in (s.a.v) yaptığı şudualar herkes için çok şey ifade eder:
[1] Buhari, Cenaiz6, Müslim, Birr 152.
[2] Buhari, nr.304, 1462; Müslim, nr, 79; 133.
[3] Ebu Davud,Tirmizi, Hakim
Resul-i Ekrem’in (s.a.v) yüceAllah’a sığındığı bir şeye karşı başkalarının duyarsız olması nasıl doğruolabilir?
Cüneyd-i Bağdadi (rah), “Yemeğenasıl ihtiyaç duyuyorsam, hanımımla birlikte olmaya da öyle ihtiyaç duyarım”demiştir.
Gerçekten kendisiyle Allah için nikâhyapılan bir kadın, haramlara karşı bir siperdir; kocasını şehvet çukurlarınadüşmekten kurtarır. Aynı zamanda kendisine de kurtarır. Böylece kocası için birhuzur sebebi olur. Bu konuda Hz. Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur:
“Yabancı bir kadını görüp şehvetiharekete geçen kimse, hemen ailesine gidip onunla cinsel ilişkide bulunsun.Böyle yapması içindeki düşünceyi defeder!” [2]
Çünkü böyle davranmak kişininkalbini meşgul edecek şehevî düşünceleri ortadan kaldırır. Şehvet ateşi sönüncekalp rahat eder.
Resul-i Ekrem (s.a.v) şöylebuyurmuştur:
“Kadın erkeğin karşısına şeytan gibi çıkar. Bir kadını görüpheves ettiğiniz vakit hemen ailenize gidip nefsinizin ihtiyacını onda giderin.Çünkü onda olanın aynısı onda da vardır!”[3]
Kalbini düşünen bir Müslümanın onuhelal olan şeylerle huzura kavuşturması gereklidir. Evlenmenin asıl hedefibudur. Yüce Allah evlenmedeki bu sırra şöyle işaret etmektedir:
Resul-i Ekrem (s.a.v) şöylebuyurmuştur:
[1] Beyhaki
[2] Müslim, nr.1403; Ebu Davud, Nikah, 43; Ahmed, Müsned, 3/330.
[3] Müslim, Nikah,9 (nr. 1403); Ebu Davud, Nikah 43 (nr. 2151); Tirmizi, Reda, 9; (nr, 1158);Ahmed, Müsned, 3/330.
[4] A’raf 7/189
İnsan evlenirken, yüce Allah’ınevlilikteki hikmet ve ayetlerini görmeye niyet etmesi, evliliğe ayrı birfazilet katar. Ne var ki evlenirken buna niyet edenler çok azdır. Geneldeevlenirken çocuk yetiştirmek ve cinsel yönden tatmin olmak ve haramdan korunmakalınır. Halbuki evlenmede kalp hayatı için pek çok faydalar saklıdır.
İnsan yuvanın tadını tadıp zahmetleriniçekerken, aynı zamanda ondaki manevî nimetleri de ele geçirmeye çalışmalıdır.
Aile Zahmetindeki Rahmet
Allah içinyapılan bir evlilikte her şey rahmet ve sevap sebebi olur. Aile, Allah'ınemanetidir. Bu emaneti taşırken çekilen zahmetler boşa gitmez. Anne ve babayuvanın yükünü taşıyıp sorumluluklarını yerine getirmekle ibadet yapmış vesevap kazanmış olurlar.
Resul-i Ekrem(s.a.v), idarecilere ve ailelere bu sorumluluklarını şöyle hatırlatmıştır:
“Dikkat edin hepiniz birerçobansınız ve hepiniz korumakla görevli olduğunuz şeylerden sorumlusunuz.
İdareci halkından,
Erkek ailesinden,
Kadın kocasının evinden,
Hizmetçi, efendisinin malından,
Aile yükütaşınırken helalinden çalışmak, kazanmak, harcamak, hatta eşi ve çocukları ileoynamak birer hayır çeşididir.
Bu konuda Resul-iEkrem (s.a.v) şu müjdeyi vermiştir:
[1] Nesai,İşretü’n-Nisa 1; Hakim, Müsterek, 2/160; Ahmed, Müsned, 3/128,199, 285; Beyhaki, Sünen-i Kübra, 7/78.
[2] Buhari, Ahkam1; Nikah, 81, 90; Müslim, İmaret 20, (nr. 1829); Tirmizi, Cihad 27, 1705; EbuDavud, İmaret 1 (nr. 2928)
“Kişinin ailesi için yaptığı herharcama kendisi için sadakadır. Muhakkak ki kişi hanımının ağzına koyduğu birlokma için dahi sevap kazanır”[1]
Arkadaşları ilebir savaşta bulunan Abdullah bin Mübarek (rah) onlara,
-Bizim yaptığımızşu savaştan daha üstün bir savaşı biliyor musunuz? diye sordu, arkadaşları:
-Hayır,bilmiyoruz! dediler. Abdullah,
-Ben biliyorum!dedi. Arkadaşları,
-Nedir o? diye sorduklarında İbnu Mübarek şu cevabı verdi:
-İffetli ve edepli, çoluk-çocuk sahibi bir müminin geceleyinkalkar, çocuklarına bakar, uykuda olan çocuklarının üstünün açılmış olduğunugörür ve onları elbisesi ile örter. İşte bu kişinin yaptığı, bizim şu andaiçinde bulunduğumuz amelden daha hayırlı ve üstündür![2]
Şu hadisler bütünaile reislerine müjde vermektedir:
“Kulun günahları çoğaldığı vakit, (günahlarınakefaret olması için) yüce Allah onu geçim darlığına düşürür”[3]
"Kimin üç kızı veya üç kızkardeşi bulunur da onlarla güzel geçinir, onlar hakkında Allah'tan korkarakgerekeni yaparsa mutlaka cennete girer. İki kızı veya iki kız kardeşi olan içinde durum aynıdır."[5]
[1] Buhari, Cenaiz37, Nafakat 1, Feraiz 6; Müslim, Vesaya 5; Ebu Davud, Vesaya 2; Tirmizi,Vesaya, 1; Nesai, Vesaya, 3.
[2] Gazali, İhya,41; Zebidî, İthafu's-Sâde, 6/67.
[3] Ahmed, Müsned,6/157; Bezzar, Müsned, Nr. 3260, el-Heysemi, Mecmau’z-Zevaid, 3/291; HatibTebrizi, Mişkat, Nr.1580
[4] Taberani,el-Evsat, No 102; Nuaym, Hilye, 6, 335; Ali el-Muttaki, Kenzu’l-Ummal,nr.16600; el-Heysemi,ez-Zevaid, nr. 6239.
Share|
0 yorum:
Yorum Gönder