Vekil ve halife ile biat şekli


Vekil ve halife ile biat şekli
Mekke’nin fethi gününde, Rasulullah (s.a.v) halktan biat almak için Safâ tepesinde oturmuş, Hz. Ömer’i de (r.a) kendisi adına kadınlara biat vermek için görevlendirmişti. O da Safâ tepesinin alt kısmında kadınlara Rasulullah’ın (s.a.v) biat şartlarını tebliğ edip, biat almıştır.”805
Yeri gelmişken Ümmü Atıyye’den nakledilen806  ve Rasulullah’ın (s.a.v) Medine’ye teşriflerinde Hz. Ömer’i elçi olarak biat alması için kadınlara göndermesini ve onun da kapı arkasından sözlü olarak biat almasını daha önce konu edindiğimizi zikretmekte fayda var.

İmam Maverdî (rah.) Rasulullah’ın (s.a.v), Mekke’nin Fethi’nde kadınlardan biat alması için, Hz. Hatice’nin (r.ah.) kız kardeşi Ümeyme’yi (r.ah) görevlendirdiğini nakletmektedir.807

Bu zayıf bir rivayet olmakla birlikte,808 neticede tebliğden ibaret olan bu tür konularda amel edilmesinde bir sakınca yoktur.

Hz. Rasulullah’dan (s.a.v) sonra ilk İslam halifesi Hz. Ebu Bekir (r.a), Rasulullah’ın (s.a.v) makamının temsilcisi olarak Ashab’tan biat almıştır. Sonra diğer halifeler devreye girdi. 


Hz. Ali’den (r.a) sonra işin seyri değişti. Günümüze kadar değişik şekil ve usuller içinde genel olarak veya kısmen bu vazife ifa edilmektedir. Rasulullah (s.a.v) ile en güzel şekilde temsil ve tatbik edilen Rabbanî halifelik, günümüzde derece ve imkanları nispetinde, ümmetin alim ve arifleri tarafından korunmaktadır.

Raşid halifeler de kendileri adına emir (vekil) tayin etmişlerdir. Vekilleri aracılığıyla halktan biat almışlardır.

Bişr b. Kuhayf anlatıyor: Hz. Ömer’e (r.a) geldim ve:

-Ey müminlerin emiri! Sana biat yapmaya geldim, dedim. O da bana;:

-Sen benim gönderdiğim elçime biat etseydin bizzat bana biat etmiş olurdun. Bunu bilmiyor muydun!? dedi.809

Enes (r.a) anlatıyor:

“Medine’ye geldim. Hz. Ebu Bekir (r.a) vefat etmiş, yerine Hz. Ömer (r.a) geçmişti. Yanına varıp:


-Uzat elini!.. Senden önceki arkadaşına yaptığım gibi sana da gücümün yettiği kadar, verdiğin emirleri dinleyip itaat etmek üzere biat ediyorum, dedim.810
Rasulullah (s.a.v)’a vâris olan Rabbânî alim ve mürşitler de bu sünnete uygun olarak, ehil ve ehliyetli gördükleri kimseleri, davet, tebliğ ve tövbe telkini, intisabı temin, manevî yola girişteki usul ve edepleri göstermeleri için kendilerine vekil seçmektedirler.

Bu vekâlet belirli vazifelerde olup, bütün yönleri ve her vazifeyi içine alan genel bir vekâlet değildir. Bu manada geniş yetkiyi ve irşat iznini mürşitler, halife dedikleri kişilere vermekte; bunun için bir çok şartlar ortaya koymaktadırlar.

Bunlar arasında ilim, takva ve seyri sulûkta istenen seviyeye gelmek en önemli şartlardandır.


Share|

0 yorum:

Yorum Gönder

ÖZLÜ SÖZLER

Hayatını Neye Adadın? Gavs-ı Bilvanisî Abdülhakim Hüseynî k.s. şöyle der: “İhlâs, Alemlerin Rabbi olan Allah’ın emir ve hükümlerini sadece onun rızası için yapmak, bütün gücünü bunun için sarfetmektir. İhlâs, ilahî emirlere sebat göstermenin özüdür. İnsan kıymet verdiği ve düşündüğü şeye göre kıymet kazanır. Hayatını şöhret ve şehvete adayan kişinin sonu hiç kuşkusuz hüsrandır.”
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Özel Arama
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Toplam Sayfa izleme

75,356