İLK İNSANIN YARATILIŞI
Üzerinde tartışılan ve yanlışanlaşılan bir konu da ilk insanın yaratılışı meselesidir.
Temel soru şudur: İlk insan nasılyaratıldı?
Böyle bir sorunun cevabını ancakyaratan bilir ve verir. Şükür yüce Yaratıcımız peygamberi Hz. Muhammed (s.a.v)yoluyla bize bu sırlı ilimden haber vermiştir. Bu soruların cevabı akıl vefelsefe ile değil, vahiyle öğrenilir. Elimizdeki vahiy Kur’an ve sünnettir. Buiki kaynak bize ilk insanın yaratılışını şöyle özetler:
Yeryüzünde ilk yaratılan insan Hz.Âdem’dir (a.s). Hz Âdem, topraktan yaratılmıştır. Babası ve anası yoktur. YüceAllah meleklerine “Ben topraktan bir insan yaratacağım”[1]buyurmuş ve yaratmıştır.
Yüce Allah ona dilediği gibi şekilverip sonra ona ruh üfleyerek insanî bir hayat ve kabiliyet bahşetmiştir. Onuöyle güzel ve özel yaratmıştır ki, katındaki yerini ve değerini göstermek içinmeleklerine buna secde edin emrini vermiştir. Bütün melekler de Hz. Âdem’esecde ederek, ona hürmetlerini, yüce Allah’a itaatlerini göstermişlerdir.
Ancak, o zamana kadar meleklerin arasındabulunan iblis (şeytan) secdeye yanaşmamış, bozuk bir kıyaslama yapmış,kendisinin ateşten yaratıldığını söyleyerek Hz. Âdem’den üstün olduğunu iddiaetmiştir.
Şeytan üstünlüğün yaratılışmaddesinden olduğunu zannedip yanılmıştır. Bunun için, secdeye yanaşmamıştır.Haline aldanıp benlik yapmış, kendini haklı görmüş, yüce Allah’a karşı gelmiş,Hz. Âdem’e kin gütmüş, içini dışına dökmüş, asıl sıfatını göstermiş, meleklerinarasında olmanın şeytanı melek yapmadığını ispat etmiş, lanetlenmiş ve bir dahagirmemek üzere cennetten kovulmuştur. [2]
Hz. Resûlullah (s.a.v) Efendimiz,insanlığın yaratılışı hakkında şöyle buyurmuştur:
“Hepiniz Adem’in çocuklarısınız;Adem de topraktan yaratılmıştır. Bazıları (cahiliye devrindeki) babaları ileöğünmeye son versin yoksa Allah katında pislik böceğinden daha aşağı bir durumadüşer.”[3]
“Hiç şüphesiz Rabbiniz birdir,dininiz birdir, babanız (atanız) birdir. Babanız Âdem olup topraktanyaratılmıştır.”[4]
Hz. Adem’den (a.s) önce melekler,cinler, hayvanlar ve yüce Allah’ın bildiği başka varlıklar yaratılmıştır.Melekler nurdan, cinler ateşten yaratılmıştır.[5]
İlk insan Hz. Adem’dir; ondan önceinsan cinsi yaratılmamıştır.[6]
Hz. Âdem (a.s), Cuma günüyaratılmıştır.[7]
Hz. Âdem’e, insanlığın babasımanasında “Ebü’l-beşer” denir;
Ona, yüce Allah’ın varlıklar içindeseçilmiş kulu manasında “Safiyyullah” da denir.
Hz. Âdem’in yaratılış hamurunatoprağın kırmızı, sarı, siyah, beyaz bütün çeşitleri katılmıştır. Bunun içinevlatları değişik fıtrat, renk, cins ve kabiliyette olmaktadır.[8]
Kadının Yaratılışı
Yeryüzünde yaratılan ilk kadın–Allah’ın selamı üzerine olsun- Hz. Havva validemizdir. Hz. Havva, Hz. Âdem’insol kaburga kemiğinden yaratılmış ve kendisine zevce olarak takdim edilmiştir.Sonsuz kudret böyle tecelli etmiş, ilk insanı cansız topraktan, ikinci insanıda onun canlı vücudundan yaratmıştır. Bu sır perdesi Hz. Kur’an’da şöyleaçıklanmıştır:
“Ey insanlar, Rabbinize karşıgelmekten sakının. O Rabbiniz sizi tek bir nefisten (Âdem’den) yarattı. Ondanda eşini yarattı. İkisinden de birçok erkek ve kadın üretip yeryüzüne yaydı.”[9]
Ayette geçen “ondan da eşiniyarattı” ifadesi, Hz. Havva’nın Hz. Âdem’den yaratıldığını belirtmektedir.[10]
Âlimlerimiz ayette Hz. Havva’nın veinsanlığın kendisinden yaratıldığı tek nefsin (şahsın) Hz. Âdem (a.s) olduğuhususunda görüş birliği içindedirler.[11]
Hz. Havva cennette yaratılmıştır. Buhüküm, “Sen ve eşin cennette kalın”[12]ayetinden anlaşılmaktadır.[13]
Diğer ayette şöyle buyrulmuştur:
“Ey insanlar, biz sizi bir erkek vebir kadından yarattık. Birbiriniz ile tanışansınız diye sizi kabilelereayırdık. Allah katında en şerefliniz, en takvalı olanınızdır. Şüphesiz Allahher şeyi en iyi bilen ve her şeyden haberdar olandır.”[14]
Yüce Allah Hz. Adem ile Hz.Havva’dan “anne-babanız” diye bahsetmiştir.[15]
Şu sahih hadisler, Hz. Havva’nınnereden ve nasıl yaratıldığını açıkça ortaya koymaktadır:
“Kadınlarınıza iyi davranın, onlarahayır tavsiyede bulunun. Şüphesiz onlar (asıl itibariyle) kaburga kemiğindenyaratılmışlardır. Kaburga kemiğinin en eğri kısmı en üst kısmıdır. Onu kendihaline bıraksan gittikçe eğilir (bozulur), tam düzeltmeye kalksan kırılır. Öyleise (mevcuthalleriyle) kadınlarınızla iyi geçinin.”[16]
Diğer bir hadiste, kırılmanınboşamak olduğu belirtilmiştir.[17]
Bu hadisler, hem kadının ilkyaratılış şeklini, hem de kadın cinsinin fıtratını anlatmaktadır. Bununla, şudenmek isteniyor:
Kadının fıtratını iyi tanıyın, onagöre davranın. Onları kırıp incitmeyin. Yumuşak tabiatlıyı sevin, sevindirin,şükredin; sert olanı idare edin, hemen boşama yoluna gitmeyin, sabredin, sevapalın. Kadını erkek gibi görmeyin; onu kendi fıtratı ile kabul edin. Kadını vücut,huy ve davranış olarak erkekleştirmeye kalkmak, ona zulümdür. Kendini erkeklerebenzetmeye çalışan kadına da Allah lanet eder. Çünkü yüce Allah’ın verdiği fıtratıbozmak, onu beğenmeyip değiştirmeye çalışmak, önce o insana, sonra insanlıkhayatına karşı bir cinayettir.
Hz. Havva’nın Hz. Âdem’in solkaburga kemiğinden yaratılması ile onun kemiklerinde bir noksanlaşma, kısalmave azalma olmamıştır. Yüce kudret, onu dilediği gibi yaratmıştır.
Hz Havva, canlı bir varlıktanyaratıldığı için kendisine “Havva” denmiştir. Hz. Âdem de (a.s), yeryüzününüstündeki topraktan yaratıldığı için kendisine ‘Âdem’ denmiştir.
İbret: Erkek Kadınsız Noksandır
“Yüce Allah Hz. Âdem’i (a.s)cennette yarattığı zaman, bir müddet tek başına kaldı. Bundan rahatsız oldu;yüce Allah’a yalnızlıktan şikâyet etti. Sonra uyudu; rüyasında güzel bir kadıngördü. Uyandığında onu yanı başında otururken gördü. Ona, “Sen kimsin?” diyesorduğunda kadın,
“Havva’yım, dedi. Hz. Âdem,
“Niçin yaratıldın?” diye sordu; Oda,
“Senin benimle benim de seninlehuzur bulmamız için” dedi.[18]
Kadın Ne İçin Yaratıldı?
Hakikat gözüyle bakıldığında kadın,dünyada denge için yaratılmıştır. Yüce Allah kadınla hayata, cemiyete, yuvayave özellikle erkeğe denge vermiştir. Ayrıca yüce Allah her şeyi çift yaratarakancak kendisinin tek olduğunu ve hiç kimseye muhtaç olmadığını fiilen de ispatetmiştir. Tek başına yaşamak, insan fıtratına aykırıdır ve hikmete terstir.
Kadınlar erkekler için erkekler dekadınlar için birer tamamlayıcı parça yapılmıştır. Her ikisi de diğerinemuhtaçtır. Birbirlerinin kusurlarını örterler, noksanlarını tamamlarlar, ihtiyaçlarınıve yalnızlığını giderirler, sonu ebediyete çıkan yolda birbirlerine destekverirler, şenlik olurlar.
Kadın bir süs, eğlence ve zevk aracıolarak yaratılmamıştır. Onu evin hizmetçisi gibi görmek de yanlıştır.
Kadın önce ilahî görevlerle sorumlubir varlıktır. Bu asıl görev yüce Allah’a kulluk ve dostluktur. Bu görev içinkadının bekâr veya evli olması fark etmez. Akıllı olup buluğa eren bir kadıniçin farz olan ameller, onun yaratılış gayesidir. Bu farzların başında yüceYaratıcısının varlığına birliğine ve ibadete layık tek ilah olduğuna iman edipO'na teslim olmak gelir. İmandan sonra kadın için en temel farz, namazını venamusunu korumaktır.
Kadının ikinci temel görevi, yuvakurup anne sıfatıyla nesil yetiştirmektir.
Üçüncü görevi erkeğin yalnızlığınıgidermek, onu gücü nisbetinde desteklemek ve kalp huzurunu temin etmektir.
Kadın erkeğin dinini ve dünyasınıtamamlamak için yaratılmıştır.
Kadın başa bela değil, gönle safaolsun diye erkeğe emanet edilip yardımcı yapılmıştır.
Kadın ve erkek fıtratlarını tanır,yüce Yaratanın hükmüne teslim olur ve birbirlerinin haklarını güzel korurlarsayuva cennet gibi olur. Çünkü ilahî aşk ve edep nerede bulunursa, orayı cennetgibi huzurlu yapar. Bu huzur, güzel ahlaklı müminlere cennet hediyesidir,cennetten gelmiştir, cennete götürür.
Yüce Allah kadını ne içinyarattığını şöyle belirtir:
Şu ayet dekadınların yaratılış hikmetini açıklıyor:
“Kendileriyle kaynaşıp huzur bulmanız için size kendicinsinizden eşler yaratıp aranızda sevgi ve merhamet koyması Allah’ınvarlığının delillerindendir. Gerçekten bunda iyi düşünen kimseler için çokbüyük ayetler vardır.”[20]
Sevgi, insanın hamuruna katılmış biriksirdir. Bu sevgi en güzel şekliyle aile yuvasında, baba ocağında ve anakucağında bulunur, yaşanır ve tadılır.
Yüce Allah’ın sevgi ayeti sadeceinsanda değil, hayvanlarda da tecelli etmiştir. Hayvanlar âleminde de analar,yuvanın baş tacı ve temel taşıdır.
Kadın anadır. Ana yüce Allah’ın en güzeltecellisi ve en büyük bir ayetidir. Ana sevgi ve rahmet yüklü bir bulut gibidir.Onunla bu âleme hayat ve tat akıtılır. Ana, kocaya ayrı, çocuklarına ayrı birtat verir.
Kadın, insan yuvasının ve insanlıkbinasının harcıdır, o olmadan yuva kurulmaz, cemiyet oluşmaz, birlik sağlanmaz,düzen olmaz.
Kadın böyle şerefli bir görev içinyaratılmışken, onu bir oyun ve eğlence aracı yapmak, aşk ve insanlık adınaişlenmiş en büyük cinayettir.
Yine bu kadını ve anayı sadece evdeyemek yapan ve çamaşır yıkayan bir robot gibi görmek de tam bir gaflet vecehalettir.
Kadını, doğru tanımalıdır. Kadın yaanadır ya da ana adayıdır. Anasız yuva ıssız, çocuk yetim, koca garip, hayattatsız, gönül bahtsız, dünya düzensizdir.
Elbette tek başına kadın, bugörevlerini tam manasıyla yerine getiremez. Erkek olmadan kadın ana olamaz,yuva kuramaz. Evlenerek helali ile bütünleşmeyen kadın yarım kalır;kabiliyetlerinin çoğu çalışmaz, zayi olur.
Bu dünyada yaratılan hiçbir varlıkboşuna değildir. Herkes, özel bir görev için varlık sahnesine çıkarılmıştır.
[1] Sâd 38/71.
[2] Sad 38/72-85.
[3] Bezzar, Müsned,nr. 2043; 2584; Heysemi, ez-Zevaid, 8/86; suyuti, es-Sağîr, nr. 6368; Elbanî,Sahihu’l-Câmi, 2/ nr. 4568.
[4] Bezzar, Müsned,nr. 2044, 2583; Tebarani, el-Evsat, nr. 4746; Heysemi, ez-Zevaid, 8/84.
[5] Müslim, Zühd,60 (nr. 2996); Ahmed, Müsned, 6/153; İbnu Hıbban, Sahih, nr. 6155.
[6] Âlûsî,Ruhu’l-Meânî, 2/392;
[7] Müslim, Kıyame,28; Ahmed, Müsned, 2/327; İbnu Hıbban, Sahih, nr. 6161; Ebu Ya'la, Müsned, nr.6132
[8] Bk. Ahmed,Müsned, 4/400; Hakim, Müstedrek, 2/261, 262; İbnu Hıbban, Sahih, nr. 6161,6181; Razi, Tefsir-i Kebir, 3/478 (Beyrut, 1997)
[9] Nisa 4/1.
[10] İbnu Âşur,Tefsiru’t-Tahrir ve’t-Tenvir, 3/215.
[11] Râzî, Tefsir-iKebir, 3/477 (Beyrut, 1997); Elmalılı, Hak Dini, 2/499. (Sadeleştirme, AzimDağıtım).
[12] Bk. Bakara2/35; A’raf 7/19.
[13] Elmalılı, HakDini Kur’an Dili, 2/299.
[14] Hucurat 49/13.
[15] A’raf 7/27.
[16] Buharî, Enbiya,1; Nikah, 8, 79; Müslim, Reda, 62;
[17] Buhari, Nikah,79; Müslim, Reda, 69; Beğavî, Mesâbihu’s-Sünne, Nikah, 10 (nr. 2415-2416)
[18] Aynî,Umdetü’l-Kârî, 11/14 (Beyrut, 1998). Bk. Taberi, Camiu’l-Beyan, Nisa 1. ayetintefsiri.
[19] A’raf 7/189
Share
0 yorum:
Yorum Gönder