Tasarruf yetkisine sahip olanın özellikleri


Tasarruf yetkisine sahip olanın özellikleri
İrşat kutbu, Allah’’ın huzurunda kabul görmüş mukarrabun makamında bir takva sahibi bir velidir. Edep ve takva sahibidir. Hayırlarda en öndedir. İlâhi huzurda insanlığı temsil eder. Naz makamındadır.

Büyük arif İmam Rabbani (k.s) irşat kutbunu şöyle tanıtır: 908

İrşat kutbu olan velinin varlığı âlem ve insanlık için bulunmaz bir devlettir. O, uzun zamanlardan sonra zuhur etse de bir ganimettir. Onunla âlem aydınlanır, kalpler nurlanır. 


Onun nazarı kalp hastalıklarına şifadır. Onun bir kalbe teveccühü, ondaki düşük ve rezil huyları temizleyip atar. Bu öyle bir zattır ki, velâyet mertebelerinin en yükseğine ulaşmıştır. Yüce Allah tarafından özel olarak seçilmiş ve sevilmiştir. Buna “mahbubiyet” makamı denir. O makamın bütün kabiliyet ve yetkisi ona verilmiştir.

Bu zat, velâyet mertebelerinin kemâlatını bünyesinde toplamıştır.

Allah’a davet makamlarının tamamını elde etmiştir. Nübüvvet makamına has olan velâyetten bile kendisine layık olan nasibini almıştır.

Özetle ‘Toplanmış kendisinde bütün güzellikler’ sözü onun hakkında ne kadar doğrudur!..909

Bu irşat kutbu, kalbiyle bir kimseye yöneldiğinde o kimsenin kalbi açılır, ilâhi sevgiyle dolar.

Veya bir kimse sevgiyle ona yönelse, ameli ve zikri az da olsa, onun feyzinden istifade eder; imanın tadını tadar.

Büyük veli Hakim et-Tirmizî de (k.s), irşat kutbunun özelliklerini şöyle sıralıyor: 910

Allah dostlarının bir kısmı, en yüksek velâyet derecesine sahip olur. Bu kimse, Allahu Teala’nın kendisini velâyet için seçtiği ve kullandığı bir kuldur.

O, Allahu Teâlâ’nın özel himaye ve desteğinde hareket eder. O’nunla konuşur, O’nunla görür, O’nunla tutar, O’nunla anlar.

Allahu Teala, yeryüzünde onun adını ve irşadını yayar, kendisini veliler sancağının sahibi yapar.

Onu yer ehlinin emniyeti, gök ehlinin nazar yeri kılar. Artık o gönüllerin reyhanı, Allah’ın has dostu, nazargah-ı ilâhi, Rabbanî sırların madeni olup yeryüzünde kulları Yüce Allah’a sevkeder.

Allahu Teala, onun vasıtasıyla kullarını terbiye eder. Onun nazarıyla ölü kalpleri diriltir. Halkı kendi yoluna çevirir. Onunla ilâhi hukuku ayakta tutar.

Bu haliyle o, seçilmiş kulların efendisi, hikmet sahiplerinin reisi, dertlerin şifası, manevî tâbiplerin imamı olur.

Sözü, kalpleri Allah’a bağlar. Görülmesi nefislere şifa verir. Teveccüh edip yönelmesi kalpten kötü arzuları yok eder. Yakınlığı çirkin huyları temizler.

O bahar gibi nur saçar. Yaz gibi manevî meyveleri devşirir.

Kendisine sığınılan bir sığınaktır. Bir şeyler bulunması ümit edilen maden kaynağıdır.

Hak ile batlın arasını ayırt eder. O, sıddıktır, hak adamıdır, dosttur, ariftir, ilhama mazhardır. Yeryüzünde Allah’ın tek denebilecek dostudur.



Share|
Category:

0 yorum:

Yorum Gönder

ÖZLÜ SÖZLER

Hayatını Neye Adadın? Gavs-ı Bilvanisî Abdülhakim Hüseynî k.s. şöyle der: “İhlâs, Alemlerin Rabbi olan Allah’ın emir ve hükümlerini sadece onun rızası için yapmak, bütün gücünü bunun için sarfetmektir. İhlâs, ilahî emirlere sebat göstermenin özüdür. İnsan kıymet verdiği ve düşündüğü şeye göre kıymet kazanır. Hayatını şöhret ve şehvete adayan kişinin sonu hiç kuşkusuz hüsrandır.”
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Özel Arama
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Toplam Sayfa izleme