Tasarruf yetkisi
Bir işin merkezinde olup işi idare edene o işin kutbu yani idarecisi denir. Değirmenin taşını döndüren, çarkını çeviren iğneye de kutup adı verilmiştir. Çünkü değirmen taşının dönmesini sağlayan sistem o çarkın etrafında dönmektedir.
Bir memleketin işlerini yürüten kimse de bu anlamda memleket işlerinin kutbudur. Bir müçtehid fetva işlerinin kutbu; bir kamil mürşit de irşat ve terbiye işlerinin kutbudur.
Bu yüzden mürşidi kamil olan zatlara tasavvuf ilminde irşat kutbu (Kutbu’l-irşad) denir. Kutup ifadesi bir sıfattır. İrşat ile görevli ve bu işe ehliyetli kamil insanlar için kullanılır.
Bir memleketin işlerini yürüten kimse de bu anlamda memleket işlerinin kutbudur. Bir müçtehid fetva işlerinin kutbu; bir kamil mürşit de irşat ve terbiye işlerinin kutbudur.
Bu yüzden mürşidi kamil olan zatlara tasavvuf ilminde irşat kutbu (Kutbu’l-irşad) denir. Kutup ifadesi bir sıfattır. İrşat ile görevli ve bu işe ehliyetli kamil insanlar için kullanılır.
Kur’an-ı Hakimde ve Sünnette zikredilen halife, imam ve ülü’lemir kavramları irşat kutbu olan kamil mürşidi de içine alır.
İrşad kutbu olan mürşidi kamil, Rasulullah (s.a.v) Efendimizin gerçek vârisidir. Onun ilmine, edebine, ruhları olgunlaştırma işine, kalpleri Allah’a çevirme mesleğine, nefisleri terbiye etme ve hayata denge verme sanatı konularında Peygamber Efendimizin vârisidir.
Bu velâyet ve yetki ona halk tarafından değil, Cenâbı Hak tarafından verilmiştir. Vazife büyük olunca, yetki ve destek de büyük olmaktadır. İrşat ve terbiyenin asıl sahibi Allahu Teala’dır.
Hidayet ve irşat O’nun yetkisindedir. Ancak Allahu Teala beşerî planda bu işi kulların arasından seçtiği dostlarına da yaptırmaktadır. Bu dostların başında peygamberler gelir. Peygamber olmadığı zaman bu iş onun halifeleri, vâris ve vekilleri tarafından yürütmektedir.
Share|
0 yorum:
Yorum Gönder